2000’li yıllarda film endüstrisi bilgisayar korsanları (hacker) temalı filmlere önem vermiştir. Bu durum hem iyi hem de kötü yönde bir gelişme. Çünkü bu durum bir korsanın ne şekilde filmde tasvir edildiğine bağlı değişmektedir.
Şöyle bir baktığımızda film endüstrisinde bilgisayar ile ilgili filmlerin çoğu hacker filmi olarak nitelendirilse de gerçekte o klasmana girmiyor. Basitçe hacker bir başka kişi veya kurumun bilgi sistemine iyi veya kötü amaçla girmesi denilebilir.
Vikipedia‘ya göre tanım tam da şöyle: Hacker ya da bilgisayar korsanı, şahsî bilgisayarlara veya çeşitli kurum ve kuruluşlara ait bilgisayarlara ve ağlara izinsiz olarak giriş yapan kişi. Daha geniş ve tarihsel bir ifade ile, elektronik veya mekanik otomat sistemlerine girilmesi gereken bilgi, jeton gibi doğru anahtarın kullanıldığını kontrol eden anahtar yuvası olan filtreyi kopya anahtarlar ile geçerek hizmet verici sistemi yanıltan kişi.
Takedown
Takedown (Trackdown olarak da bilinir) is a B-seviye (B-grade) bir film olarak nitelendirilebilir. B seviye film yani basitçe düşük bütçeli filmelere verilen bir sınıflandırmadır. 2000 tarihli bu film ünlü bilgisayar korsanı Kevin Mitnick‘in yakalanmasını konu etmektedir.
Swordfish
Swordfish, ülkemizde Kod Adı Kılıçbalığı adıyla çevrilen 2001 tarihli filmde Hugh Jackman ve John Travolta başrolleri oynamışlardır. Film uzun yıllar hapiste kalıp çıkan bilgisayar korsanının (H. Jackman), John Travolta tarafından son bir kez korsanlık işine bulaştırması ile ilginç hal almaktadır. Ancak filmde korsanlık işlerinin bilgisayarda tasviri pek gerçekçi görünmemektedir. Yüksek güvenlikli sistemlerin bir kaç saniyede çözülmesi ve ekranlardaki görüntüleri sanki bilgisayar oyunu oynanır gibi yapılmış. Ha unutmadan filmde Halle Berry‘de var ve film sırf onun özel bir sahnesi için bile seyredilir.
The Italian Job
1969 tarihli filmin 2003 yılında yeniden çekimi olan The Italian Job (İtalyan İşi) filminde Venedik, İtalya’da lider lakaplı hırsız olan John Bridger (Donald Sutherland) kızını arar. Kızı Stella’ya (Charlize Teron) bunun son işi olduğunu söyler. John Bridger bir hırsızdır ve bu işle işine son koyacaktır. Bir kasa uzmanı olan Stella ise hırsızlıktan uzaktır fakat babasını çok sevmektedir ve kanunsuz işlerden uzaktır. Bir süre sonra John Bridger, Charlie Croker (Mark Whalberg) isimli başka bir eski dostu olan pröfesyonel hırsızla görüşür.Charlie ve John çok eski arkadaş ve hırsızdır. Şimdi yep-yeni bir hırsızlık için hazırdırlar ve altın çalacaklardır. Charlie ve tayfası iş için hazırdır. Charlienin ekibi 5 kişiden ibarettir: Giriş uzmanı ve sürekli ilk işe başlayan Steve(Edward Norton), arabayla yaptığı işlerden dolayı hapse atılıp çıkan ve bu sırada kızların sevgilisi olmayı başaran şoför Yakışıklı Rob (Jason Statham), küçüklüğünden beri patlatmalar yapan patlatma uzmanı sol kulak (Mos Def), kolejde bile sırf uykuculuğu yüzünden fikirleri çalınan teknoloji uzmanı Lyle ya da takma adıyla Uykucu (Seth Green), okulda bile sakin ve akıllı planlar yapan Charlie (Mark).
The Fifth Estate
The Fifth Estate dilimize Wikileaks: Besinci Kuvvet adı ile çevrilmiştir. 2013 tarihli bu film Wikileaks‘in ilk kurulduğu dönemi ve kurucuları Julian Assange ile Daniel Domscheit-Berg arasındaki ilişkiyi anlatıyor ve bir dönem tüm dünyayı sarsan bu önemli olayı tekrar gündeme taşıyor. Yolun başında Assange’ın destekçisi ve çalışma arkadaşı olan Daniel Domscheit-Berg’in bakış açısıyla Wikileaks’in ilk günlerine dönüyoruz. Bir gecede sessizce açığa vurduğu kimi gizli belgelerle tüm dünyayı yerinden oynatan Wikileaks, kendisini yaratan mimarları da aynı ölçüde meşhur etmişti. Tarihin karanlık sayfaları açığa çıktıkça ve her seferinde daha sert yankılar buldukça Berg ve Assange arasındaki anlaşmazlıklar da çığ gibi büyümektedir.
Ghost in the Shell
1995 tarihli klasik bir Japon anime türünden bir film olan Ghost in the Shell geleceği muhtemelen de 21. yüzyılı tasvir etmektedir. Gösterime girdiğinde büyük gişe hasılatı elde edemese de zamanla onu kült statüsüne getirecek bir hayran kitlesi kazanmıştır.
Animeler 90’larda popüler olmaya başlayınca Akira‘nın ardından gelen en önemli bilim kurgu-anime olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca 2004 yılında Ghost in the Shell 2: Innocence isimli devam filmi yapılmıştır.
Sneakers (Şifreciler)
Dilimize Şifreciler adı ile çevrilen Sneakers Phil Alden Robinson’ın yönettiği 1992 tarihli bir macera filmidir. Filmin başrollerinde Robert Redford, Dan Aykroyd, Sidney Poitier, River Phoenix, Ben Kingsley gibi birçok yıldız barındırır.
Martin Bishop (Redford) güvenlik sistemleriyle uğraşan hacker’lardan oluşan bir grubun lideridir. Bir gün hükümet görevlileri ona santaj yaparlar ve ondan siyah bir kutuyu bulmasını isterler. Bishop ve grubu kendilerini tehlikeli bir göreve atıp bu kutuyu bulmaya çalışırlar. Bulduklarında bu kutunun dünya üzerindeki tüm şifreleri kırabilecek bir mekanizma olduklarını anlarlar. Daha sonra ise onları bu iş görevlendiren kişilerin artık hükümet için çalışmadıklarını da öğrenirler.
Hackers (Bilgisayar Korsanları)
Bilgisayarın yaygınlaşmaya başladığı dönemlerde olan hacker olayları üzerine,aşırı derecede çılgın bir hacker grubunun yaptıklarını konu alan 1995 yapımı bu filmde Angelina Jolie 20 yaşında bulunmaktadır. Hackerlar arasında geçen düellolar, aşklar bu filmini daha zevkli hale getiren birkaç unsur.
Çıktığı yıllara baktığımızda müthiş teknikleri gördüğümüz bu film günümüz teknolojisine baktığımızda elbette biraz demode bilgisayarlar ve yöntemler içermektedir.